17 Şubat 2016 Çarşamba

Kayıp Geminin Sırrı

Philadelphia Deneyi


Amerikan hükümeti 1930’lu yıllarda bilim adamlarından gemilerin radarlarda görünmemesini sağlayacak bir yöntem bulmalarını ve geliştirmelerini ister. Proje 10 yıllık çalışmanın sonunda deneme aşamasına gelir. Amerikan donanmasında görevli Eldridge adında gemi deneyde kullanılacaktır. Bu gemi elektromanyetik alan oluşturmaya yarayacak ekipmanla donatılır. Tarih 22 Temmuz 1943’te saat 09:00’u gösterdiğinde jeneratörler çalıştırılmaya başlar. Geminin etrafını yeşil bir duman kaplar, duman çekildiğinde ise deneyin beklenenden daha da başarılı olduğu anlaşılır. Çünkü Eldridge adlı Gemi mürettebatıyla gözden kaybolmuştur.


Philadelphia Deneyi olarak isimlendirilen bu deneyden ilk söz eden kişi Moris K. Jessup’dur. Amatör bir gökbilimci olan Jessup UFO’lar üzerinde çalışmalarla tanınmıştır. Jessup’un deneyle olan ilgisi, 1995 yılında eline geçen bir mektupla başlamıştı.


Bu Mektup Carlos Miguel Allende adlı kişiden geliyordu ve yapılan deneyden ayrıntılı olarak bahsediyordu. Allende, deneye gözlem gemisi olarak katılan Furuseth isimli şilepte denizci olarak görevdeydi. Baştan sona deneye şahit olmuştu.

Yapılan deneyin temelinde Einstein’ın Birleşik Alan Teorisi yer almaktaydı. Teori Elektromanyetizma ve nesneler arası çekim üzerine kurulmuştu.1920 li yıllarda Einstein bu teorisi üzerinde yoğun çalışmaya başlamış. 1925-1927 yıllarında yaptığı çalışmaları Almanya’da fizik dergisinde yayımlamış ama çalışmalarını hiçbir zaman bitirememişti. Deneyle ilgili tekrar çalışmalarına 1930’da Chicago Üniversitesi’nde başlayıp bir yıl aradan sonrada Princeton Üniversitesi’nde devam etmiştir.


İddialara göre Einstein’ın, bu projede Dr. John Van Neumann ve Dr. Nikola Tesla ile beraber çalıştıkları söylenmiştir.


Yapılan deneyin amacı,  Birleşik Alan Teorisi’nin deneye uygulanması çok çok güçlü bir elektromanyetik alan oluşturduktan sonra geminin üzerine gelen ışığı ve radar sinyallerini de kırıp bükerek optik görünmezlik şeklindeydi.


İki dev jeneratör (75 KVA gücünde)geminin ön top taretlerinin alt kısmına monte edildi. Geminin güvertesine buradan 4 manyetik ışın yayılmaya başlayacaktı.



Bunlar oluşurken modülasyon ve özel eşleme ve diğer ekipman, oluşmakta olan kütlesel elektromanyetik alanları kullanıma hazırlarken, radyo dalgaları, kırılmış ışınlar gemiyi sarıp düşman gemi gözlemcileri için görünmez kılacaktı.



Yapılan bu çalışma ile görünmezlik deneyi maddenin ışınlanması gerçekleşmişti. Allende  ilk deneyin 22 Haziran 1943’te sabah 9’da jeneratörlere güç verilerek başlatıldığını söylüyordu.



Deneyin başlamasıyla yeşil bir sis gemiyi örtmeye başlamış ve sonrasında gemi kaybolmuştu. Allende şöyle diyordu:



“Bir an sadece geminin çapasını gördüm sonra oda kayboldu, ortada ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize doğru bakıyorduk, gemide bulunan üst rütbeli subay ve bilim adamları heyecan, korku, dehşet içinde inanılması güç olan başarılarını seyrediyorlardı.”


Gemi gözlerimizin önünde mürettebat ile birlikte kaybolmuştu. Planladığımız gibi her şey iyi gidiyordu. Emir verildi 15 dakika sonra jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Başlangıçta hiçbir şey olmadı, daha sonra yeşil sis tekrar ortalığı kapladı ve USS Eldridge yeniden görünür olmaya başladı.



Gemi nereye gitmişti, nereden geliyordu? Sis azalmaya başlayınca bir şeylerin doğru gitmediğini hissettik. Gemiye yanaştık mürettebatın gemiden sarkıp kustuklarını, diğerlerinin güvertede şaşkın bakışlarla dolaştıklarını, bilinçlerinin yerinde olmadığını gördük. Yetkili kişiler gemiye gelerek bütün mürettebatı kısa sürede uzaklaştırıp yerine yeni mürettebatı yerleştirerek, iki gün sonra yeni bir deneye daha karar verdiler.

İlk deneyde Gemi radar görünmezliğine ulaşmıştı, bu başarı üzerine ekibin yanı sıra donanımda değiştirilerek 38 Ekim 1943’te gemi üzerinde bu deney tekrarlandı.

Gemi ilk önce millerce uzakta Norfolk’ta ortaya çıktı. Sonra bilinmeyen nedenle tekrar kayboldu ve tekrar Philadelphia’da ortaya çıktı.


Bu sefer mürettebatın başı beladaydı. Kimi yok oldu, kimiyse geri dönmedi. En korkunç ve en kötü bölümü ise beş denizcinin eriyen, sonra tekrar katılaşan metal levhalarının içinde sıkışıp kalması feci bir durumdu. 



Denizcilerden biri kurtulmayı başarsa da eski haline bir daha geri dönemedi. Kimilerinin ise psişik yetenekleri çok gelişmişti. Sokakta yürümekteyken kaybolan, ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanda kaybolanların tekrar ortaya çıkabilmesi için birisinin giysinin olmadığı yerlere, örneğin yüzüne, eline dokunulmasıyla görünür olabiliyorlardı.



Ayrıca ‘’Donma’’ denilen bir olay saatlerce ve günlerce sürebiliyordu. Hatta bir tayfa altı ay boyunca donduktan sonra kurtarılabilmişti.

Bu elektronik kamuflajdan sonra geminin bütünüyle kaybolup, uzaklarda bir yerlerde ortaya çıkmasının nedeni neydi?


Hikâyeye göre USS Eldridge, 28 Ekim sabahı Philadelphia limanından 640 km ötedeki 375 mil Norfolk askeri deniz üstüne birkaç dakika içerisinde gidip gelmişti.



Bu inanması güç hikâyeye Jessup temkinli yaklaştı. Allende’den bu olayın gerçekliğiyle ilgili daha fazla kanıt istedi.

Cevap ise aylar sonra geldi. Bu sefer mektupta Carl M. Allen imzası vardı. Kanıtı olmadığını yazıyordu fakat hipnoz seansına katılıp ya da Pentotal (bilinci uyuşturarak iradeyi kıran doğruyu söyleten ilaç) alarak gördüklerini anlatabileceğini söylüyordu. Bu mektuptan sonra Jessup Allen ile yazışmamaya karar verdi.


Jessup 1957 ilkbaharında Deniz Kuvvetleri Araştırma Bürosu’ndan bir davet aldı. Büroya gittiğinde kendisine  çoğunlukla ününü borçlu olduğu The Case fort he UFO adlı kitap gösterildi.


Gösterilen kitap bir yıl kadar önce büroya gönderilmişti. Dikkat çekici tarafı kitabın içinde sayfalara alınan notlardı.

Kitapta binlerce yıl önceki uygarlıktan söz ediliyordu ve notlar üç farklı yazıyla yazılmıştı. En önemlisi ise dünyaya gelmiş olan uzay araçları tarif edilmekteydi. Güç alanlarından, bir maddenin kaybolup, nasıl ortaya çıkabileceği, 1943’te yapılmış olan deneyden bahsediliyordu. Notlarda farklı renkte yazılan yazıların aynı kişiye ait olduğu anlaşıldı.


Deniz kuvvetleri Jessup ile yeniden bağlantı kurup Allende’nin belirtmiş olduğu adresin terkedilmiş bir çiftlik evini gösterdiğini söyleyip Jessup’un notları ve Allende’nin mektuplarıyla kitabın yeniden düzenlenip Deniz Kuvvetleri bünyesindekilere dağıtılacağını bildirdi. 100 kadar kopyanın Deniz kuvvetlerine dağıtıldığı düşünülmektedir. Üç kopyasını da Jessup’a göndermişlerdir.

İki yıl sonra, 20 Nisan 1959’da Miami’de Hammock Parkı’nda, Morris Jessup kendi aracı içinde ölü bulundu. Polis kayıtlarına göre egzoz gazıyla intihar ettiği yazıyordu. Carlos Allende bu olaydan sonra bir daha hiç görülmedi ve konu kapatılmış oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder