Philadelphia Deneyi
Amerikan hükümeti 1930’lu yıllarda bilim adamlarından
gemilerin radarlarda görünmemesini sağlayacak bir yöntem bulmalarını ve
geliştirmelerini ister. Proje 10 yıllık çalışmanın sonunda deneme aşamasına
gelir. Amerikan donanmasında görevli Eldridge adında gemi deneyde
kullanılacaktır. Bu gemi elektromanyetik alan oluşturmaya yarayacak ekipmanla donatılır. Tarih 22 Temmuz 1943’te saat
09:00’u gösterdiğinde jeneratörler çalıştırılmaya başlar. Geminin etrafını
yeşil bir duman kaplar, duman çekildiğinde ise deneyin beklenenden daha da
başarılı olduğu anlaşılır. Çünkü Eldridge adlı Gemi mürettebatıyla
gözden kaybolmuştur.
Philadelphia
Deneyi olarak isimlendirilen bu deneyden ilk söz eden kişi Moris K. Jessup’dur.
Amatör bir gökbilimci olan Jessup UFO’lar üzerinde çalışmalarla tanınmıştır.
Jessup’un deneyle olan ilgisi, 1995 yılında eline geçen bir mektupla
başlamıştı.
Bu Mektup
Carlos Miguel Allende adlı kişiden geliyordu ve yapılan deneyden ayrıntılı
olarak bahsediyordu. Allende, deneye
gözlem gemisi olarak katılan Furuseth isimli şilepte denizci olarak görevdeydi.
Baştan sona deneye şahit olmuştu.
Yapılan
deneyin temelinde Einstein’ın Birleşik Alan Teorisi yer almaktaydı. Teori
Elektromanyetizma ve nesneler arası çekim üzerine kurulmuştu.1920 li yıllarda Einstein
bu teorisi üzerinde yoğun çalışmaya başlamış. 1925-1927 yıllarında yaptığı
çalışmaları Almanya’da fizik dergisinde yayımlamış ama çalışmalarını hiçbir
zaman bitirememişti. Deneyle
ilgili tekrar çalışmalarına 1930’da Chicago Üniversitesi’nde başlayıp bir yıl aradan
sonrada Princeton Üniversitesi’nde devam etmiştir.
İddialara
göre Einstein’ın, bu projede Dr. John Van Neumann ve Dr. Nikola Tesla ile
beraber çalıştıkları söylenmiştir.
Yapılan deneyin amacı, Birleşik Alan Teorisi’nin deneye uygulanması
çok çok güçlü bir elektromanyetik alan oluşturduktan sonra geminin üzerine
gelen ışığı ve radar sinyallerini de kırıp bükerek optik görünmezlik
şeklindeydi.
İki dev jeneratör (75 KVA gücünde)geminin ön top
taretlerinin alt kısmına monte edildi. Geminin güvertesine buradan 4 manyetik
ışın yayılmaya başlayacaktı.
Bunlar
oluşurken modülasyon ve özel eşleme ve diğer ekipman, oluşmakta olan kütlesel
elektromanyetik alanları kullanıma hazırlarken, radyo dalgaları, kırılmış
ışınlar gemiyi sarıp düşman gemi gözlemcileri için görünmez kılacaktı.
Yapılan bu
çalışma ile görünmezlik deneyi maddenin ışınlanması gerçekleşmişti. Allende ilk deneyin 22 Haziran 1943’te sabah 9’da
jeneratörlere güç verilerek başlatıldığını söylüyordu.
Deneyin
başlamasıyla yeşil bir sis gemiyi örtmeye başlamış ve sonrasında gemi
kaybolmuştu. Allende şöyle diyordu:
“Bir an sadece geminin çapasını gördüm sonra oda kayboldu,
ortada ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize doğru bakıyorduk, gemide
bulunan üst rütbeli subay ve bilim adamları heyecan, korku, dehşet içinde
inanılması güç olan başarılarını seyrediyorlardı.”
Gemi gözlerimizin önünde mürettebat ile birlikte
kaybolmuştu. Planladığımız gibi her şey iyi gidiyordu. Emir verildi 15 dakika
sonra jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Başlangıçta hiçbir şey olmadı, daha
sonra yeşil sis tekrar ortalığı kapladı ve USS
Eldridge yeniden görünür olmaya başladı.
Gemi nereye gitmişti, nereden geliyordu? Sis azalmaya
başlayınca bir şeylerin doğru gitmediğini hissettik. Gemiye yanaştık
mürettebatın gemiden sarkıp kustuklarını, diğerlerinin güvertede şaşkın
bakışlarla dolaştıklarını, bilinçlerinin yerinde olmadığını gördük. Yetkili kişiler gemiye gelerek bütün mürettebatı kısa sürede
uzaklaştırıp yerine yeni mürettebatı yerleştirerek, iki gün sonra yeni bir
deneye daha karar verdiler.
İlk deneyde Gemi radar
görünmezliğine ulaşmıştı, bu başarı üzerine ekibin yanı
sıra donanımda değiştirilerek 38 Ekim 1943’te gemi üzerinde bu deney tekrarlandı.
Gemi ilk önce millerce uzakta
Norfolk’ta ortaya çıktı. Sonra bilinmeyen nedenle tekrar kayboldu ve tekrar Philadelphia’da ortaya çıktı.
Bu sefer
mürettebatın başı beladaydı. Kimi yok oldu, kimiyse geri dönmedi. En korkunç ve
en kötü bölümü ise beş denizcinin eriyen, sonra tekrar katılaşan metal
levhalarının içinde sıkışıp kalması feci bir durumdu.
Denizcilerden biri kurtulmayı başarsa da eski haline bir daha geri dönemedi. Kimilerinin ise psişik yetenekleri çok gelişmişti. Sokakta yürümekteyken kaybolan, ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanda kaybolanların tekrar ortaya çıkabilmesi için birisinin giysinin olmadığı yerlere, örneğin yüzüne, eline dokunulmasıyla görünür olabiliyorlardı.
Bu elektronik kamuflajdan sonra geminin bütünüyle kaybolup, uzaklarda bir yerlerde ortaya çıkmasının nedeni neydi?
Hikâyeye göre
USS Eldridge, 28 Ekim sabahı Philadelphia limanından 640 km ötedeki 375 mil
Norfolk askeri deniz üstüne birkaç dakika içerisinde gidip gelmişti.
Bu inanması
güç hikâyeye Jessup temkinli yaklaştı. Allende’den bu olayın gerçekliğiyle
ilgili daha fazla kanıt istedi.
Cevap ise aylar sonra geldi. Bu sefer mektupta Carl M. Allen
imzası vardı. Kanıtı olmadığını yazıyordu fakat hipnoz seansına katılıp ya da Pentotal (bilinci uyuşturarak iradeyi kıran doğruyu
söyleten ilaç) alarak gördüklerini anlatabileceğini söylüyordu. Bu mektuptan
sonra Jessup Allen ile yazışmamaya karar verdi.
Jessup 1957 ilkbaharında Deniz Kuvvetleri Araştırma
Bürosu’ndan bir davet aldı. Büroya gittiğinde kendisine
çoğunlukla ününü borçlu olduğu The Case fort he UFO adlı kitap
gösterildi.
Gösterilen kitap bir yıl kadar önce büroya gönderilmişti.
Dikkat çekici tarafı kitabın içinde sayfalara alınan notlardı.
Kitapta binlerce yıl önceki uygarlıktan söz ediliyordu ve
notlar üç farklı yazıyla yazılmıştı. En önemlisi ise
dünyaya gelmiş olan uzay araçları tarif edilmekteydi. Güç alanlarından, bir
maddenin kaybolup, nasıl ortaya çıkabileceği, 1943’te yapılmış olan deneyden
bahsediliyordu. Notlarda farklı renkte yazılan yazıların aynı kişiye ait olduğu anlaşıldı.
Deniz
kuvvetleri Jessup ile yeniden bağlantı kurup Allende’nin belirtmiş olduğu
adresin terkedilmiş bir çiftlik evini gösterdiğini söyleyip Jessup’un notları
ve Allende’nin mektuplarıyla kitabın yeniden düzenlenip Deniz Kuvvetleri
bünyesindekilere dağıtılacağını bildirdi. 100 kadar kopyanın Deniz kuvvetlerine
dağıtıldığı düşünülmektedir. Üç kopyasını da Jessup’a göndermişlerdir.
İki yıl
sonra, 20 Nisan 1959’da Miami’de Hammock Parkı’nda, Morris Jessup kendi aracı
içinde ölü bulundu. Polis kayıtlarına göre egzoz gazıyla intihar ettiği
yazıyordu. Carlos Allende bu olaydan sonra bir daha hiç görülmedi ve konu
kapatılmış oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder